COVID-19 VE SOSYAL DAMGALAMA

Stresli, korku, kaygı ve belirsizliğin hakim olduğu zamanlar sosyal damgalamanın ortaya çıkmasına neden olabilir. Sosyal damgalama ise; ayrımcılığa şiddete, sosyal bütünlüğün bozulmasına neden olabilir.

Sağlık bağlamında sosyal damgalama; belirli özellikleri ve belirli bir hastalığı paylaşan bir kişi veya grupların etiketlenme, ayrımcılığa uğrama veya statü kaybı yaşama gibi anlamlara gelebilir. Bu tarz bir durum tedaviyi, hastalığı olanları ve bakım verenleri, aile ve arkadaşlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Hastalığı olmayan ancak bu grupla başka özellikleri paylaşan insanlar da damgalanma yaşayabilir.

Covid-19, yeni karşılaşılan ve bilinmeyen bir hastalık olduğundan ve bilinmeye karşı korku duygusu hakim olduğundan damgalamaya oldukça elverişli bir ortam yaratmıştır.

Karışıklık, kaygı ve korku duyguları kalıp yargıları/klişeleri besleyen bir etkiye sahiptir.

Sosyal damgalamanın toplum ve insanlar üzerinde oldukça fazla olumsuz etkileri olabilir:

• Ayrımcılıktan kaçınmak için insanları hastalığını gizlemeye yönlendirebilir.

• İnsanların sağlık hizmetinden faydalanma hızlarını düşürebilir.

• İnsanların sağlıklı davranışları benimsemelerini engelleyebilir.

• Sosyal bütünlüğü zayıflatabilir.

Sosyal Damgalamadan Kaçınmak için Neler Yapılabilir?

* Hastalıkla ilgili konuşurken kullandığımız dile dikkat edebiliriz. Korku ve kaygı yaratacak, ayrımcılığı pekiştirecek kelimeler kullanmaktan kaçınabiliriz.

* Hastalıkla ilgili doğru ve güvenilir kaynaklara başvurarak, bu kaynakların paylaşılmasını sağlayabiliriz. Doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri yaymaktan kaçınabiliriz.

* Hastalıktan etkilenen insanların yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışabilir ve bir şekilde onlara destek olabiliriz.

* Hastalıktan etkilenen, hastalıkla mücadelede ön saflarda olan (sağlık çalışanları, gönüllüler vb.) kişilere destek verebiliriz.